Arabuluculuk, gerçek veya tüzel kişilerin aralarındaki ihtilafı yargıya gitmeksizin kendi aralarında karşılıklı konuşarak, tarafsız arabulucunun gözetiminde anlaşmaya varıp sulh olmalarıdır. Arabuluculuk, uyuşmazlığın mahkeme dışı, hızlı ve kesin bir şekilde çözülmesini amaçlayan bir usul hukuku kurumudur. Arabuluculuk hükümleri başta 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda düzenlenmiş, diğer kanunlarda da arabuluculuğa yer verilmiştir.
Arabuluculuk, “zorunlu arabuluculuk” ve “ihtiyari arabuluculuk” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Bazı hukuki uyuşmazlıklar için mahkemeye dava açmadan önce arabulucuya gitme zorunluluğu bulunmaktadır. Zorunlu arabuluculuk, bu belirli hukuki uyuşmazlıklar açısından dava şartıdır. Yani, arabulucuya gitmeden açılan dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi kaçınılmazdır.
1) İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk
İş Hukukunda arabuluculuğun dava şartı olduğu haller sınırlı sayıda olup 4857 sayılı İş Kanunu’nda belirtilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu m.20/1 hükmünde, “İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir.” denilerek arabuluculuğun dava şartı olduğu açıkça belirtilmiştir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3/15’e göre “Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır.” denilmiştir.
Kıdem tazminatı hakkını elde ettiği halde, alacağını işverenden alamayan işçi dava açmadan önce arabulucuya başvurarak uyuşmazlığın giderilmesini talep etmelidir. Aksi halde dava şartı yokluğu nedeniyle dava reddedilir. Kıdem tazminatı, kanunda aranan belli koşulların sağlanması halinde işçinin işyerinde çalıştığı süre boyunca kazandığı kıdeminin karşılığı olarak işverence işçisine ödenen tazminattır. Bir işçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmek için aynı işverenin işyerlerinde en az 1 yıl çalışması gereklidir.
İhbar tazminatı alacağında hak kazanılıp kazanılmadığı, tazminatın miktarı ve ödeme şekli nedeniyle işçi ile işveren arasında çıkan uyuşmazlıklar dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. Aksi halde dava şartı yokluğu nedeniyle dava reddedilir. İhbar tazminatı, önceden bildirimde bulunulmaksızın iş akdi haksız feshedilen işçiye işyerinde sahip olduğu kıdeme göre değişen oranlarda ödenen tazminattır.
Dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulması zorunludur. Aksi halde dava şartı yokluğu nedeniyle dava reddedilmektedir.
İş kanununun belirlediği sınırlar ve şartlarda işçinin işyerinde haftalık 45 saati aşan çalışmalarına fazla çalışma denilmektedir. İşveren işçisine, haftalık 45 saati aşan her saatlik çalışma için normal saat ücretinin %50 fazlası kadar fazla mesai ücreti ödemek zorundadır. Fazla çalışma ücreti alacağı için iş mahkemesinde dava açmadan önce zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulması gerekmektedir. Aksi halde dava şartı yokluğu nedeniyle dava reddedilir.
İş davasının zorunlu arabuluculuk yoluyla çözülme süresi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3/10’da “Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir.“ şeklinde belirtilmiştir.
İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun; yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı, kötü niyet tazminatı, iş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan ihbar tazminatı, iş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat ve ücretlere ilişkin zamanaşımı süresi 5 yıldır.
2) Ticaret Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/a maddesine göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilen hukuki haller ve talepler için dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
TTK 4. Madde
(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
(2) (Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.
Yani, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen tüm ticari davalar ile diğer özel kanunlarda yer alan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerekmektedir.
Ticari davaların zorunlu arabuluculuk yoluyla çözülme süresine ilişkin, “Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” denilmektedir.
3) Tüketici Hukuku Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk
28.07.2020 tarihinden itibaren Tüketici Mahkemelerinde açılması gereken davalarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m.73/A ile dava şartı haline gelmiştir. Arabulucuya başvurmadan dava açılırsa dava Mahkeme tarafından usulden reddedilecektir.
Madde 73/A – (Ek:22/7/2020-7251/59 md.)
(1) Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Şu kadar ki, aşağıda belirtilen hususlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz:
ç) 74 üncü maddede belirtilen davalar
(2) 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin onbirinci fıkrası tüketici aleyhine uygulanmaz.
(3) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya tarafların anlaşmaları ya da anlaşamamaları hâlinde tüketicinin ödemesi gereken arabuluculuk ücreti, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Ancak belirtilen hâllerde arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin Birinci Kısmına göre iki saatlik ücret tutarını geçemez.
(4) Arabuluculuk faaliyeti sonunda açılan davanın tüketici lehine sonuçlanması hâlinde arabuluculuk ücreti, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak bütçeye gelir kaydedilir.
31 Aralık 2019 tarihinde yayınlanan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68 İnci Ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6 Ncı Maddelerinde Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğ ‘in 3. maddesinde 2020 yılı için Tüketici Hakem Heyetlerine yapılacak başvuru değerleri belirlenmiştir.
Madde 3 – Parasal sınırlar
(1) 2020 yılı için Tüketici Hakem Heyetlerine yapılacak başvurularda değeri:
c)Büyükşehir statüsünde olmayan illerin merkezlerinde 10.390 (onbinüçyüzdoksan) Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri,
ç)Büyükşehir statüsünde olmayan illere bağlı ilçelerde 6.920 (altıbindokuzyüzyirmi) Türk Lirası ile 10.390 (onbinüçyüzdoksan) Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri, görevlidir.
İhtiyari arabuluculuk, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun madde 1/2 ‘ de “Bu Kanun, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır.” şeklinde belirtilmiştir. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklar, genel olarak kamu düzenini ilgilendirmeyen, taraflar dışındaki kişilerin, özellikle kamu kurumlarının haklarına zarar vermeyen uyuşmazlıklardır.
İhtiyari arabuluculuğa elverişli, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bazı dava ve işler aşağıda belirtilmiştir:
-Vekalet görevinin (vekillik yetkisinin) kötüye kullanılması,
-Muris muvazaası nedeniyle açılan davalar,
-Usulsüz tasarruf vb. gibi nedenlerle nedenlerle açılan tapu iptal ve tescil davası,
-Gayrimenkule yapılan müdahalenin men-i (tecavüzün önlenmesi) davası,
-İşgal tazminatı (ecrimisil) davası,
-Önalım (Şufa) davası ,
-Ortaklığın giderilmesi/izale-i şüyu davaları,
-Kat karşılığı inşaat sözleşmesi
-Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlıklar sayılabilir.
ARABULUCULUĞA BAŞVURULAMAYACAK UYUŞMAZLIKLAR
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği uyuşmazlıklar çoğunlukla kamu hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklardır. Aile hukuku gibi özel hukuk alanlarına ilişkin bazı hukuki problemler de arabuluculuk yoluyla çözülemez.
Tarafların arabulucuya gidemeyecekleri diğer uyuşmazlıklar; ceza davaları , nüfus kaydının düzeltilmesi veya değiştirilmesi davaları, çocuğun velayeti, aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar, idari yargının yetkisine giren tam yargı davası ve iptal davası, vergi hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar, iş hukukundan kaynaklanan hizmet veya iş kazasının tespiti vb. gibi tüm tespit davaları sayılabilir.