İlaç Deneyleri
VÜCUDUMUZDA bağışıklık sistemi olarak adlandırılan şaşırtıcı, şaşırtıcı olduğu kadar da ilginç savunma mekanizması mevcuttur.
Dünya üzerinde kurulu devletlerin sınıflandırılması yapılırken birinci, ikinci ve üçüncü dünya ülkeleri kavramları günlük hayatta ve uluslar arası ilişkilerde sıkça kullanılmaktadır. Bu kavramı özellikle preklink dönem sonrası Ar-Ge çalışmalarında ilaç firmaları tarafından da önem arz etmektedir. Zira 3. Dünya ülkelerindeki kanunların açıklığı orginal ilaç üretimi yapan ve piyasaya sürebilmek, FDA dan onay alabilmek için insanlar üzerinde raporlayabilmek adına önemlidir.
Bir ilaç şirketinin Mart 1996 sonunda Nijerya’daki menenjit salgınını bahane ederek Nijerya hükümeti ile anlaşmak suretiyle deneysel çalışmalarda veri toplama adına Trovan’ın kullanımına izin verilmiştir. Bir başka firma tarafından bu ilacın çocuklar üzerindeki ölümcül yan etkileri basına dağıtılması üzerine geri çekilmiştir. Oysa ne yazık ki derneklerin rızası dışında yapılan bu çalışmalar 3. Dünya ülkelerindeki ilk değildir. Yasal düzenlemeler ve cezai müeyyideler caydırıcı olmazsa son da olmayacaktır.
Ocak 2001 yılında Discovery Laboratuarında yapılan 325 prematüre bebek üzerinde yapılan deneyde su ve tuz kaybına bağlı ölümleri ilaç şirketleri nasıl olsa öleceklerdi tarzında bir savunma ile göğüslemeye çalışmıştır.
Global ilaç firmalarının ki çoğunluğunun Amerika menşe ili olduğunu düşünürsek Türkiye’de klinik deneylerin yapılacağı ülkeler arasında göstermektedirler.
Yapılan çalışmalarda Türkiye’de de 2009 yılında 716 kişi üzerinde deneysel boyutta ilaç denemelerinin yapıldığı yönündedir. Sayılarla verirsek İran’da 292, Hindistan’da 1457, Tayland’da 786 kişi olarak kayda alınmıştır. Ancak unutulmaması gereken bunların yasal deney sonuçları olduğudur. Ocak 2011 de Donald 1. Barlett tarafından yapılan bu tespit durumun daha vahim olduğu yönündedir. Zira 3. Dünya ülkesi olarak tanımlanan ve okuma yazma yüzdesi çok düşük bu ülkelerde parmak izi karşılığında onay alınmaktadır.
İlaç kullanımında denek olmanın esasları Dünya Sağlık Örgütünce ve Helsinki Kararlarında belirtilmiştir. Ancak yasal prosedürü çok sıkı ve maliyetli olan bu aşamayı ne yazık ki Ar-Ge çalışması yapan uluslararası ilaç firmaları 3.Dünya ülkelerine kaydırarak hem maliyeti düşürmenin hemde sorumluluktan kaçınmanın yolunu bulmuşlardır.
DİĞER YAZILAR